“Robotik Üroloji” deyimi, “robot yardımlı laparoskopik üroloji” yerine kullanılmakta ve 2011 yılında Avrupa Üroloji Derneğinin bir alt seksiyonu olarak kurulmuştur (ERUS) . Yapılan yıllık toplantılara her yıl bine yakın ürolog katılmakta, çeşitli teorik ve pratik eğitimler düzenlenmektedir.
Robotik cerrahi düşüncesi ilk olarak NASA tarafından 1970 li yıllarda, uzayda rahatsızlanan astronotları uzaktan kumanda ile tedavi etmek amacıyla ortaya atılmış ve ancak 1997 de ilk prototip üretilmiş ve 2000 yılında da ABD de ilk robotik ameliyatlar başlanmıştır. Zamanla robotun kol sayısı 4 e çıkarılmış ve görüntü sistemi de üç boyutlu hale gelmiştir.
Da Vinci Robotik cerrahi sistemi; cerrahın konforlu olarak oturup ameliyat yapabildiği iki parmak kontrollü kolları ve ayakla kontrol edebildiği pedalların olduğu cerrah konsolu, robotik kolları taşıyan ünite, 540 dereceye kadar hareket kabiliyeti olabilen enstrümanlar ve üç boyutlu görüntü veren optik sistemlerden oluşmaktadır.
Ergonomik konumlandırma sayesinde el yorgunluğunu azaltarak cerrahın konforunu sağlar ve ellerde titremeyi ortadan kaldırır. Robot parmak el kontrol mekanizması “sezgisel” dir. Yani robotik aletler elleriniz nasıl hareket ediyorsa öyle hareket eder.
Robotik Cerrahinin Avantajlari Nelerdir?
Robot Yardımlı Laparoskopik Cerrahinin Ürolojide En Sık Uygulandığı Başlıca Ameliyatları
Ameliyatın küçük deliklerden optik sistemleri yardımıyla yapılışı; açık cerrahiden çok daha net ve detaylı bir görüş alanı sağlar. Detaylı görüş ve 12 kata kadar büyütmenin avantajı olarak ameliyat daha az doku travmasına neden olur ve bu da ameliyat sonrası hızlı iyileşme ve daha iyi onkolojik sonuçlar elde edilmesi demektir.
Ameliyat sonrası daha az ağrı ve hastanın daha çabuk ayağa kalkması hastanede kalış süresinin kısa olması anlamına gelir.
Robotik sistemler arasında da Vinci® Si robotik cerrahi sistemi en yaygın olarak kullanılanıdır. Hastanemizdeki ürolojik ameliyatlarda da bu yeni teknoloji başarıyla kullanılmaktadır.