blog_img1

Robotik Cerrahinin Avantajları

21. yüzyılın bu ilk yarısında, robotik sistemlerin cerrahi alanlarda kullanıma girmesi heyacan verici ve çok önemli bir teknolojik gelişim olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tür sistemlerin geliştirilmesine ilk olarak 1970’li yıllarda NASA öncülüğünde başlanmış, uzayda rahatsızlanabilecek bir astronotu uzaktan kumanda ile uzayda tedavi edilebileceği düşüncesi ile başlanmıştır. Bu düşünceden yola çıkarak ilk olarak 1997 yılında da Vinci robotik sistemin prototipi ortaya çıkartılmış ve 2000 yılında da FDA onayı alınmıştır.

Robotik cerrahinin ürolojide uygulandığı başlıca ameliyatlar ise; Radikal prostatektomi, Piyeloplasti, Psoas hitch, Boari flap, Üreteral reimplantasyon, Radikal Sistektomi, ileal neobladder, Donör nefrektomi, Adrenalektomi, Radikal ve Basit Nefrektomi, Parsiyel nefrektomi, Sakrokolpopeksi’dir. Robotik sistemler arasında   da Vinci® Si  robotik cerrahi sistemi  en gelişmiş ve en yaygın olarak kullanılanıdır.

Da Vinci Si Robotik cerrahi sistemi, ergonomik olarak dizayn edilmiş bir cerrah konsolu, robotik kolları taşıyan bir ünite, 3 boyutlu görüntü veren bir  optik sistem ve 540 dereceye kadar hareket kabiliyeti sağlayabilen cerrahi enstrümanlardan oluşmaktadır.

Robotik yardımlı yapılan laparoskopilerde; ameliyat sırasında daha az kankaybı görülmekte,daha hızlı iyilrşme sağlarken,  daha küçük yara izi kalmakta ve özellikle prostat kanserinde cinsel fonksiyonlar ve idrar kaçırma  daha az etkilenmekte 

  • Bu yöntemlerde karnın tamamen açılarak ameliyat yapılması ile aynı kalitede onkolojik sonuçlar elde edilir.
  • Ağrı ve ameliyat sonrası bazı bedensel fonksiyonlarda bozulma gibi sorunlar çok daha az oranda görülür, hasta memnuniyeti açısından daha iyi sonuçlar verir.
  • Ameliyatın küçük deliklerden, kamera yardımı ile yapılması; genel inanışın aksine açık cerrahiden çok daha net ve detaylı bir görüş alanı sağlanarak ameliyatın çok daha az doku travmasına sebep olarak tamamlanmasına olanak sağlar. Daha az doku travması ile yapılmış ameliyat daha iyi onkolojik sonuçlar elde edilmesi demektir.
  • Ameliyat sonrası iyileşme açık cerrahiye göre çok daha hızlı olmaktadır. Bu hastanede daha kısa süre kalış, hastanın daha çabuk ayağa kalkması anlamına da gelir.
  • Ameliyat sonrası hastalar daha az ağrı duyar.
  • Karına yapılan kesi alanı küçüldükçe, ameliyat sonrası görülen cerrahi alan enfeksiyonu daha az görülür.
  • Açık cerrahiye göre daha iyi kozmetik sonuçları olabilir.