blog_img1

Mesane Kanseri

Mesane kanseri üriner sistemin en sık rastlanan kanseridir. Erkeklerda 7. sırada gelirken kadınlarda 17. sırada en sık görülen kanser türüdür. Yine erkeklerde 9/100 000,  kadınlarda 2/100 000 insidansında rastlanmaktadır. Her ülkede maruz kalınan risk faktörlerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Her ne kadar 70 yaş üzerinde sık olarak görülmekteyse de, son yıllarda görülme yaşı çocukluk çağlarına kadar inmiş durumdadır.

Mesane pelvis kemiği içinde, idrarın depolanmasında ve atılmasında görev alan, genişleyebilme özelliği olan bir organdır. Mesane duvarında farklı yapıda tabakalar bulunmaktadır; en iç kısmındaki idrarla temas halinde olan yüzeyel tabaka, orta kısımda kas tabakası ve en dışta da fibröz tabaka yer almaktadır.  Kanserin bu tabakalara yayılımına göre  bir tedavi belirlenir. Yani sadece mesanenin iç yüzeyel tabakasında yer alan kanserler daha iyi seyirli iken, fibröz dış tabakaya doğru ilerledikçe tehlike artmakta  ve tedavi şekli değişmektedir.

Mesane kanserleri patolojik yapı olarak % 90’ı kendi iç tabakası olan, genişleyebilme özelliğine sahip değişici epitel hücrelerinden kaynaklanır.  Bunlarında % 70’i yüzeyel tabakada iken, % 30’u da daha ilerlemiş ve  kas tabakasına yayılmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesane duvarının derinliklerine kadar yayılmış olan kanserlerin, çevre organlara bölgesel temasla ve metastazla yayılımı daha hızlı ve tehlikeli boyutlarda olabilmektedir.

Daha düşük olasılıklarla squamous hücreli (çok katlı yassı hücreli) kanserler (%8),  küçük hücreli ve adenokanserler de (%1-2) oranında rastlanan histopatolojik tiplerdir.  Ancak şistozoma hematobium denilen parazitik bir infeksiyonun yaygın olduğu, gelişmekte olan ülkelerde mesane kanserleri %75 oranında squamous hücreli kanser olarak karşımıza çıkmaktadır.

Risk Faktörleri

Risk faktörleri, farklı kanser tipine göre değişiklik gösterirken kişisel özellikler ve alışkanlıklar önemli rol almaktadır. Sigara içimi, aileden gelen genetik özellikler ve kanserojen etkenlere maruz kalmak önemli faktörler arasında yer almaktadır. 

Sigara içimi: En önemli risk faktörleri arasında görülmektedir. Mesane kanserine yakalanan hastaların  %50 si sigara içenlerdir. Tütün içindeki aromatik aminler ve hidrokarbonlar kana karıştıktan sonra böbrekten atıldıkları için mesane kanseri riski çok artmaktadır.

Mesleki maruziyet:  Boya, metal, deri, latik, tekstil ve petrol sanayisinde çalışanlarda mesleki maruziyet olarak görülmektedir. Çünkü bu sanayi dallarında çalışanlar aromatik aminlere maruz kalmaktadırlar. Yine bazı kalıcı saç boyalarında da ciddi kanserojen maddeler tespit edilmiştir. 

Genetik özellikler:  Çeşitli kanserojen maddeler böbreklerden süzülüp idrarda konsantre olmaktadır. Yapılan çalışmalarda genetik yapıya bağlı olarak, bazı insanların bu kanserojen maddeleri diğerlerinden daha düşük oranda detoksifiye ettiği ve daha yüksek oranda kanserojenlere maruz kaldığı tespit edilmiştir.

Kronik mesane problemleri: Yine yapılan çalışmalarda uzun süreli mesane enfeksiyonları, mesane ve böbrek taşları da kronik irritasyondan dolayı mesane kanserine yol açmaktadır.

Siklofosfamid tedavisi: Lenfoma tedavisinde kullanılan siklofosfamid denilen kemoterapi ilacınında  (Cytoxan) mesane karseri oluşma riskini arttırdığı saptanmıştır.

Belirtiler

En önemli belirtileri idrarla birlikte kanamanın görülmesi, idrar yaparken yanma olması ve mesane bölgesinde ağrı olması şeklinde görülmektedir. Bu yakınmalarından biri olan hastanın mutlaka doktora başvurması gerekir.

Tedavi

Yüzeyel mesane kanserleri, mesanenin sadece mukozasında rastlanır ve kasa invaze olmamıştır.  idrar yolundan girilerek yapılan TUR operasyonları ile tümör dokusu dışarı alınır. Patolojik inceleme sonucu eğer  yüksek riskli bir yüzeyel mesane  kanseri çıkmışsa; mesane içi ilaç uygulamasıyla tedaviye devam edilir ve 3 aylık aralarla sistoskopik kontrol yapılır.

Daha derine, mesanenin kasına yayılmış ise mesanenin komple çıkarılması operasyonu, ile birlikte barsaklardan yeni mesane oluşturulması  veya bir barsak parçasının böbrekten gelen üreter dediğimiz idrar yollarına bağlanıp, karın cildi ile ağızlaştırılması şeklinde bir ameliyat veya  ışın tedavisi  ve/veya kemoterapi  gerekebilmektedir.

Liv Hospital’da mesane kanserine multidisipliner yaklaşım yapılmaktadır. Üroloji, radyoloji, radyasyon onkolojisi, medikal onkoloji ve  patoloji kliniklerince ortak teşhis ve tedavi planlanmaktadır.